Doğanın sunduğu en kıymetli lezzetler bazen gözümüzün önünde olsa da hak ettiği değeri göremez. İşte bu meyvelerden biri de Yabani Kızılcık… Anadolu topraklarında, çoğu zaman orman kenarlarında, dere yataklarında sessiz sedasız yetişen bu kırmızı mucize, aslında yüzyıllardır şifa kaynağı olarak bilinir. Gelin birlikte yabani kızılcığın gizemli dünyasına adım atalım.
Yabani Kızılcık (Cornus mas), halk arasında Ermeni kirazı, kiren, kiran, eğren, kızılcık kirazı gibi isimlerle de bilinir. Anavatanı Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya’dır, fakat Türkiye’nin hemen her bölgesinde doğal olarak yetişir. Özellikle Karadeniz, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde ormanlık alanlarda sıkça görülür.
Bu meyve, adından da anlaşılacağı üzere, evcilleştirilmemiş, doğada kendiliğinden yetişen kızılcık türüdür. Yetiştirilmiş kızılcığa kıyasla daha küçük, ekşi, buruk bir tada sahiptir ama içeriğindeki vitamin, mineral ve antioksidanlar açısından çok daha zengindir.
Yabani kızılcık küçük olabilir ama içinde dev bir besin deposu barındırır. 100 gram yabani kızılcık meyvesi ortalama olarak:
Ayrıca içerdiği antosiyaninler sayesinde, doğal bir anti-aging, anti-inflamatuar ve bağışıklık destekleyici etkiye sahiptir.
Yabani kızılcık, Anadolu’da yüzyıllardır doğal bir ilaç gibi tüketilmiştir. Geleneksel tıpta birçok derde deva olarak kullanılmıştır:
Lif oranının yüksek olması sayesinde bağırsak hareketlerini düzenler. Ayrıca mideyi rahatlatıcı özelliği vardır.
C vitamini deposu olması, soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara karşı doğal bir kalkan görevi görür.
Düşük glisemik indeksi sayesinde diyabet hastalarının kontrollü bir şekilde tüketebileceği nadir meyvelerden biridir.
Yüksek oranda antioksidan içerdiği için vücudu serbest radikallerin zararlarından korur, yaşlanma belirtilerini geciktirir.
Yabani kızılcık suyu geleneksel olarak idrar yolu enfeksiyonlarında doğal bir destek olarak kullanılır.
Yabani kızılcık genellikle Temmuz sonu – Eylül ortası arasında olgunlaşır. Ağacının boyu 3-5 metreye kadar ulaşabilir. Meyvesi tam olgunlaştığında parlak kırmızı, sulu ve oldukça ekşi olur. Toplanması zahmetlidir çünkü küçük boyutları ve ormanlık alanlardaki dağınık konumu, zahmetli bir toplama süreci gerektirir.
Tadı çiğ halde oldukça ekşi olduğu için çoğu kişi meyveyi işlemden geçirerek tüketmeyi tercih eder. İşte en yaygın kullanım alanları:
Anadolu’nun birçok köyünde kızılcık meyvesi sadece bir yiyecek değil, aynı zamanda bir kültürdür. Karadeniz’de çocuklar köy yollarında kızılcık ağaçlarından meyve toplayarak büyür, İç Anadolu’da köy kadınları kışlık şerbetler hazırlar. Hatta bazı bölgelerde “Kızılcık suyunu içtin mi? Şifayı kaptın!” denir.
Yabani kızılcık toplarken, doğaya zarar vermemek ve ağacın gelecek yıllarda da meyve verebilmesi için bilinçli hareket etmek gerekir. Fazla dal koparmadan, yalnızca olgun meyveleri toplamak ve her ağacı aşırı sömürmemek bu kültürün sürdürülebilirliğinin bir parçasıdır.
Yabani kızılcık; doğanın sunduğu, binlerce yıldır Anadolu insanının farkında olduğu fakat modern dünyada gölgede kalmış bir mucizedir. Hem şifa kaynağı hem de damakları şenlendiren bu ekşi kırmızı meyve, sağlıklı yaşamı doğadan almak isteyenler için muhteşem bir alternatiftir.
Bir gün ormanda yürüyüş yaparken küçük kırmızı meyveleri görürseniz, biraz eğilin, doğanın sunduğu bu hediyeyi yakından inceleyin. Kim bilir, belki de siz de o gün bir avuç yabani kızılcıkla hayatınıza bir parça sağlık katarsınız.
Sohbet Odası olarak sizleri Chat Odası kanalında keyifli bir sohbet havasında karşılıyoruz . Sizlerle başka bir konuda görüşmek dileğiyle Sevgiler saygılar ,Seviyeli Chat Sohbet sitemize hoşgeldiniz.
admin 24
İlk yorum yazan siz olun.